22 Eki, 2025

Yüksek Mahkeme Kararları Işığında İş Hukukunda Arabuluculuk

Yüksek Mahkeme Kararları Işığında İş Hukukunda Arabuluculuk

I. Giriş

Türk iş hukukunda arabuluculuk kurumu, uyuşmazlıkların hızlı, etkin ve barışçıl bir biçimde çözülmesini amaçlayan alternatif bir çözüm yolu olarak 2012 yılında 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile hukuk sistemimize girmiştir. Arabuluculuk, özellikle 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte iş uyuşmazlıklarında dava şartı hâline gelmiştir. Bu kapsamda, işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıkların önemli bir kısmı artık dava açılmadan önce arabuluculuk sürecinden geçmek zorundadır. Ancak arabuluculuk sürecinin uygulamada nasıl yorumlandığı, anlaşma tutanaklarının hukuki niteliği, irade sakatlığı iddiaları, ibraname tartışmaları ve ikinci kez arabuluculuk zorunluluğu gibi konular, Yüksek Mahkeme kararlarıyla şekillenmiştir.

II. Arabulucu Anlaşma Tutanağının Hukuki Niteliği

Arabuluculuk sürecinin sonunda tarafların anlaşmaya varması hâlinde düzenlenen tutanak, 6325 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca ilam niteliğinde belge sayılmaktadır. Bu belge, mahkeme kararı gibi icra edilebilirlik doğurur. Nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 13.01.2025 tarihli, E.2024/13091, K.2025/348 sayılı kararında da arabuluculuk anlaşma tutanağının ilam niteliğinde belge olduğu, bu nedenle doğrudan icra kabiliyetine sahip bulunduğu vurgulanmıştır. Kararda, tutanağın ayrıca mahkeme onayına ihtiyaç duymadığı, ancak irade sakatlığı iddialarının genel hükümler çerçevesinde ileri sürülebileceği belirtilmiştir.

III. Kur Farkı ve Parasal Taleplerin Arabuluculuk Kapsamı

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2022/6390 E. sayılı kararında, iş sözleşmesinden doğan kur farkı alacaklarının da arabuluculuk kapsamına girdiği kabul edilmiştir. Mahkeme, iş sözleşmesinden kaynaklanan tüm parasal taleplerin (ücret, fazla mesai, tazminat, kur farkı vb.) arabuluculuk sürecine konu edilebileceğini, bunların iş uyuşmazlıklarıyla doğrudan bağlantılı olduğunu belirtmiştir. Bu karar, arabuluculuk kurumunun kapsamının geniş yorumlanması gerektiğini göstermektedir.

IV. Arabuluculuk Tutanaklarının Delil Niteliği

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 17.06.2020 tarihli, E.2020/932, K.2020/5773 sayılı kararında, arabuluculuk sürecinde düzenlenen son tutanağın veya onaylı suretinin dava aşamasında ibraz edilmemesi hâlinde ne olacağı tartışılmıştır. Yargıtay, son tutanak veya onaylı suretinin sunulmasının zorunlu olduğunu, aksi hâlde dava şartının yerine getirilmediği kabul edilerek davanın usulden reddedileceğini belirtmiştir. Bu karar, dava şartı arabuluculuk kurumunun şekli yönünü açık biçimde ortaya koymaktadır.

V. İtirazın İptali Davalarında Arabuluculuk Şartı

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 02.11.2021 tarihli, E.2021/11105, K.2021/15254 sayılı kararında, itirazın iptali davalarında arabuluculuk şartının uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmıştır. Mahkeme, alacağın iş ilişkisinden doğduğu durumlarda arabuluculuk şartının geçerli olduğunu, bu nedenle doğrudan icra takibine dayalı açılan davalarda da öncelikle arabulucuya başvurulması gerektiğini belirtmiştir. Bu karar, iş hukukunda arabuluculuğun kapsamının sadece klasik işçilik alacaklarıyla sınırlı olmadığını ortaya koymaktadır.

VI. İbra Hükmü İçeren Arabuluculuk Anlaşmaları

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 07.02.2022 tarihli, E.2022/436, K.2022/1380 sayılı kararında, arabuluculuk sürecinde düzenlenen ve ibraname niteliği taşıyan anlaşma belgeleri ele alınmıştır. Mahkeme, arabuluculuk anlaşma tutanaklarında yer alan ibraname hükümlerinin geçerliliğini, işçinin iradesinin serbestçe oluşup oluşmadığına göre değerlendirmiştir. Bu doğrultuda, işçinin baskı altında veya bilgisizlik içinde imza atması hâlinde anlaşmanın geçersiz olacağına hükmedilmiştir. Karar, arabuluculukta işçi lehine yorum ilkesinin önemini pekiştirmiştir.

VII. İhtiyari Arabuluculukta Geçersizlik Halleri

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin E.2019/13040 sayılı kararında, dava şartı kapsamı dışında kalan ihtiyari arabuluculukta düzenlenen tutanakların hukuki sonuç doğurabilmesi için taraf iradelerinin açık ve özgür olması gerektiği vurgulanmıştır. Mahkeme, tarafların baskı altında veya yeterli bilgilendirme yapılmadan imzaladıkları tutanakların geçerli olmayacağını, bu tür belgelerin ilam niteliğinde sayılamayacağını belirtmiştir. Bu karar, arabuluculukta irade serbestisinin önemine işaret etmektedir.

VIII. Aynı Alacak Kalemleri İçin İkinci Kez Arabuluculuk Zorunluluğu

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 20.11.2023 tarihli, E.2023/17941, K.2023/17336 sayılı kararında, aynı alacak kalemleri için yeniden dava açılmadan önce ikinci kez arabuluculuğa başvuru zorunluluğunun bulunmadığına hükmedilmiştir. Mahkeme, aynı taraflar arasında ve aynı taleplerle açılan davalarda ikinci bir arabuluculuk sürecinin usul ekonomisine aykırı olduğunu belirtmiştir. Bu karar, uygulamada sıkça karşılaşılan mükerrer başvuruların önüne geçilmesi açısından önem taşımaktadır.

IX. İhtiyari Arabuluculuk Anlaşma Belgelerinin Geçersizliği

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin E.2024/14545, K.2025/2031 sayılı kararında, ihtiyari arabuluculuk sonucu düzenlenen anlaşma belgesinin geçerliliği tartışılmıştır. Yargıtay, dava şartı dışındaki arabuluculuk anlaşmalarında taraf iradelerinin açıkça ortaya konulması ve hukuki sonucun anlaşılır biçimde düzenlenmesi gerektiğini vurgulamıştır. Bu karar, arabuluculuk uygulamalarında şeffaflık ve irade açıklığının yargı nezdinde önemini göstermektedir.

X. Sonuç ve Değerlendirme

Yargıtay kararları incelendiğinde, arabuluculuk kurumunun Türk iş hukukundaki öneminin giderek arttığı görülmektedir. Mahkeme, genel eğilim olarak işçi lehine yorum ilkesini korumakta, irade sakatlığı ve ibraname tartışmalarında işçinin korunmasına öncelik vermektedir. Ayrıca, dava şartı arabuluculukla ilgili kararlar, usul ekonomisini ve adil yargılanma hakkını dengelemeye yöneliktir. Sonuç olarak, Yüksek Mahkeme içtihatları, arabuluculuk kurumunun yalnızca pratik bir çözüm yolu değil, aynı zamanda iş hukuku sisteminin dengeleyici bir unsuru hâline geldiğini göstermektedir.

Av. Doğaç ER
info@krgbilir.com

Leave A Comment

KRG Danışmanlık

KRG Danışmanlık, uzmanlık ve güven ilkeleriyle müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı hedefleyen bir danışmanlık firmasıdır.

İletişim

Konak Mah. 858. Sok. No:2 Daire No:705 Konak / İzmir / Türkiye
okan.karagulle@hotmail.com
info@krgbilir.com
+90 507 587 12 32

Let us help you get your project started.

Contact us
+44(0)20 3156
+1 866 512 0268

Start your project